Ziya GÖKALP’in Sosyolojik Yaklaşımı ve Türk Sosyoloji Ekolü
Ödev konusu: Türkiye’de Sosyolojinin kurucusu kabul edilen Ziya GÖKALP’in fikirlerini açıklayarak sosyolojik açıdan değerlendiriniz.
Giriş
Türkiye’de Sosyolojinin kurucusu kabul
edilen Ziya GÖKALP 23 Mart 1876 yılında Diyarbakır’da doğmuştur. Babası
oğluna Mehmet Ziya ismini vermiştir. Babası Vilayet Evrak Memuru Mehmet
Tevfik Efendi, annesi Zeliha Hanım’dır. İlköğrenimini Mercimekörtmesi
Mahalle Mektebi’nde tamamlamıştır. Ardından Mektebi Rüştiye-i Askeriye’ye
devam etmiştir (Gökalp, 2007). Amcası Hacı Hasib Efendi’den Arapça ve Farsça
dersleri almış; amcası sayesinde İslam felsefesi ve tasavvuf konularında
çalışmıştır. Lisedeyse okul müdüründen Fransızca dersleri almış, deneysel
bilimlere tutkunluk derecesinde ilgi duymuştur. Doğa bilgisi ve felsefe
konularında öğretmeni Yorgi Efendi’nin çok fazla etkisinde kalmıştır.
Gökalp’in iç dünyasında sarsıntılara neden olan bu iki karşıt eğilim O’nun
ömür boyu sorgulamasına ve fikirlerinin filizlenmesine neden olacaktır.
İdadi-i Mülkiye’ye devam etmiştir. Ancak beş yıllık olan bu okul, kendisi
son sınıftayken yedi yıla çıkarılmış ve 1894’te okuldan ayrılmıştır.
İdadi’de öğrencilere üç defa “Padişahım çok yaşa” diye bağırtılma usulü
olduğu yıllarda kendisinin “Milletim çok yaşa” diyerek bağırdığı ve hakkında
soruşturma açıldığı fakat anlayışlı yöneticiler sayesinde olayın kapatıldığı
söylenmektedir. 1894 yılında kafasına bir kurşun sıkarak canına kıymak
istemiş fakat kurşun kafatasında kalmış, bu nedenle ölmemiştir (Tütengil,
1956:5).
Ziya GÖKALP’in Siyasi-Kültürel Faaliyetleri ve Fikirleri
II. Meşrutiyet’in ilanından
sonra Ziya Gökalp, Selanik’te İttihat ve Terakki Merkezi Umumi azası oldu ve
bu sıralarda “Genç Kalemler” adlı dergisini çıkaran grupla tanıştı. Ali
Canip Yöntem ve Ömer Seyfettin başta olmak üzere birçok önemli şahsiyeti
bünyesinde barındıran bu yayın organı “dilde Türkçülük” hareketini
savunuyordu. I. Dünya savaşının ardından Mondros Mütarekesi ve İstanbul’un
işgaliyle birlikte Ziya Gökalp’ın diğer milliyetçi aydınla birlikte Malta
sürgünlüğü başladı. 1923 yılının ilk aylarında, Ankara hükümetinin daveti
üzerine Ziya Gökalp bu şehre yerleşti ve “Maarif Vekâleti Telif ve Tercüme
Heyeti Başkanlığı’na atandı. 1923 yılının Ağustos ayında Ziya Gökalp’ın
başında olduğu Heyet-i Sultanilerin adını liseye çevirerek yeni müfredat
programını hazırladı. Gökalp, lise son sınıflarında okutulmak üzere “Türk
Medeniyet Tarihi” adlı eseri hazırladı. Liselere felsefe, içtimaiyat,
derslerinin konulmasını sağladı (Sağlam, 2014). 11 Ağustos 1923’te İkinci
Devre Millet Meclisi’nde Diyarbakır mebusu olarak meclise giren Ziya Gökalp,
yeni Anayasa kanununu hazırlayan komisyon ve diğer muhtelif komisyonlarda da
üye olarak faaliyette bulundu (Tanyu, 1981).
Ziya GÖKALP’in Sosyolojik Yaklaşımı ve Türk Sosyoloji Ekolü
Ziya GÖKALP’i sosyolojik açıdan
değerlendirdiğimizde; başlangıçta Fransız filozof Alfred Foulille’nin
etkisinde kalmış olsada daha sonraları Durkheim sosyolojisini takip
etmiştir. Bu ekolün etkisiyle “Türk sosyoloji ekolü”nü kurmuştur. Ziya
GÖKALP’in pozitivist bakışıyla ve topluma doğru bir yönelim gösteren
toplumsal teoremi ile birlikte ele alındığında Durkheim’ın görüşlerinden
etkilendiği görülmektedir. Ziya GÖKALP’in Durkheim’in eserleri ve sosyoloji
ile karşılaşması, Türk toplumunu ve vatanını çöküşten kurtarmak için bir
rehber olmuştur.
Toplumlar, Ziya Gökalp’e göre
altı aşamalı bir evrimden geçmektedir. Her aşamanın kendine özgü toplumsal
katmanları (ictimai tabakaları) bulunmaktadır. İlk aşama klan devri ya da
semiyye devridir. Daha sonra ikinci olarak kast devri geliyor. Üçüncü aşama
tarik devridir. Derebeylik devri dördüncü aşamadır. Buna Tanzimat öncesi
Osmanlı toplumundaki ayanlar örnek olarak gösterilebilir. Halkçılığın
gündeme geldiği dönem, derebeyliği izleyen sınıf devriydi. Osmanlı tarihinde
Tanzimat bu aşamayı simgeliyordu. Tanzimat “raiyyeliği(Bir hükümdar
idaresinde bulunan ve vergi veren halklar) ve zımmiliği(İslam devletinin
hakimiyeti altında bulunan ve cizye denilen vergiyi ödeyen hristiyan veya
yahudi kısaca gayri müslim tebaanın durumudur)” kaldırmıştı. Ayanların
asalet ve hürriyetini; ülke yönetimine katılma hakkını diğer tabakalara da
tanımıştı. Diğer bir deyişle siyasi anlamda liberal hak ve özgürlükler
Osmanlı reayasına “vatandaşlık” yolunu açıyordu. Avam adı verilen kitle
ayanlıkla eşit olunca halk adını alıyordu. Tanzimat ve Meşrutiyet Ziya
Gökalp’e göre, siyasal hukuk açısından eşitliği amaçlayarak Türkiye’ye
siyasi halkçılık ya da siyasi demokrasiyi getirmişti. “Halkçılık” başlıklı
yazısında siyasi halkçılık deyimi yanına parantez açılmış ve Fransızca
“démocratie politique” yazılmıştı. Halkçılık, bir anlamda, Gökalp için
Batı’daki demokrasi sözcüğünün Türkçesiydi. Halk sözcüğünün toplumsal boyutu
cemiyeti gerektiriyordu.Cemiyet ise sosyolojinin ana uğraş alanıydı. Ziya GÖKALP’e göre millet
çağdaş bir kavramdır. O bakımdan toplumlar iptidai cemiyetler (toplumlar) ve
milletler olarak ikiye ayrılırlar. Gelişmiş topluluklar olan milletler,
çağdaş sanayileşmiş toplumlara hastır (Tuncor, 1981:38). Ziya GÖKALP
devletleri, yapıları ve tarihi süreçlerine göre üçe ayırmaktadır. Kavim
devleti, imparatorluk ve milli devlet.
Ziya GÖKALP dayanışma
kavramını Durkheim’den ödünç almıştır. Durkheim tarım ve kır toplumlarının
dayanışmasına mekanik, şehir toplumlarının dayanışmasına organik dayanışma
adını vermektedir. Ziya GÖKALP bu iki dayanışma türünü millete uygulamıştır
ve “milli dayanışma” kavramını kullanmıştır.
Ziya GÖKALP’in en fazla
tartışılan ve eleştirilen noktası hars ve medeniyet kavramlarına yüklediği
anlam olmuştur. Kültür(hars), uygarlık (medeniyet) ayrımı Ziya GÖKALP’i
Durkheim’den ayıran en önemli noktadır. Ziya GÖKALP’e göre hars ile
medeniyet arasındaki ortak nokta her ikisininde bütün içtimai hayatları
toplamış olmasıdır. Dini hayat, ahlaki hayat, hukuki hayat, bedii hayat,
iktisadi hayat, lisani hayat, fenni hayat olmak üzere bu sekiz içtimai
hayatların toplamına hars adı verildiği gibi medeniyette denilir. O’na göre,
hars milli, medeniyet beynelmineldir. Hars bir milletin dini, ahlaki,
hukuki,muakalevi (akli,rasyonel), bedii (estetik), iktisadi ve fenni
hayatlarının uyumlu bir toplamıdır. Medeniyet usul vasıtasıyla ve ferdi
iradelerle oluşan içtimai hadiselerin toplamıdır. Mesela dine dair bilgiler
ve ilimler, usul ve irade ile vücuda geldiği gibi, ahlaka, hukuka, güzel
sanatlara, iktisada, mukaveleye, dil ve fenlere dair ilgiler ve nazariyeler
de hep fertler tarafından usul ve irade ile vücuda getirilmişlerdir. Bütün
bu kavramlarını bilgilerin ve ilimlerin toplamı medeniyet dediğimiz kavramı
meydana getirir. Hars ve medeniyeti birbirinden ayıran, harsın bilhassa
duygulardan, medeniyetin bilgilerden mürekkep olmasıdır. İnsanda duygular
usule ve iradeye tabii değildir. Bir millet, diğer milletin dini, ahlaki,
bedii duygularını taklit edemez (Gökalp, 1976:26).
Sonuç
Ziya GÖKALP’in Durkheim’in
sosyolojisi ile karşılaşması, Türk toplumunu ve memleketini çöküşten
kurtarmak için bir rehber olduğunu söyleyebiliriz. Ziya GÖKALP; sosyolojinin
ülkemize girmesinde ve gelişmesinde rolü tartışılmaz bir isimdir. Gökalp
sosyolojiyi; ülkenin parçalanmaması, iç çatışmaların yaşanmaması, milli
bağımsızlık, kalkınma ile halka dayanan, milli bir devlet kurabilme, bu
amaçla da memleketin meselelerini tespit etmek ve çözüm aramak amacıyla bir
imkan olarak değerlendirmiştir. Cumhuriyet ülküsünün yerleşmesinde ve
Atatürk devrimlerinin gerçekleşmesinde düşünceleri en büyük esin
kaynaklarından biri olmuştur. Gökalp’in aynı zamanda siyasal ve ideolojik
vasiyeti sayılan Turan şiirinin son iki dizesi, onun hayata gözlerini
yumduğu sıradaki fikri davasını da özetlemektedir: “Vatan ne Türkiye’dir
Türklere, ne de Türkistan / Vatan büyük ve müebbet bir ülkedir: Turan”.
KAYNAKÇA
Gökalp, Z. (1976), Türkçülüğün
Esasları, Ankara: TC Kültür Bakanlığı Yayınları.
Gökalp, Z. (2007), Türkleşmek
İslamlaşmak Muasırlaşmak, İstanbul: Bordo Siyah Klasik Yayınları.
Sağlam, S. (2014), Ziya Gökalp’ın
Sosyolojisi ve Fikirleri Üzerine Düşünceler, Makalenin başlığı, Türk
Yurdu Dergisi, 328, 103, 328.
Tanyu, H. (1981), Ziya
Gökalp’in Kronolojisi, Ankara: TC Kültür Bakanlığı Yayınları.
Toprak, Z. (2012). Türkiye'de "Narodnik"
Milliyetçiliği ve Halkçılık (1908-1918). 15 Aralık 2019 tarihinde https://www.tarihtarih.com/?Syf=26&Syz=352410&/T%C3%BCrkiyede-Narodnik-Milliyet%C3%A7ili%C4%9Fi-ve-Halk%C3%A7%C4%B1l%C4%B1k-(1908-1918)-/-Prof.-Dr.Zafer-Toprak adresinden
erişildi.
Tuncor, F. R. (1981). Makaleler VIII,
Ankara: TC Kültür Bakanlığı Yayınları.
Tütengil, C. O. (1956), Ziya
Gökalp üzerine notlar, İstanbul:
Türk Sosyoloji Cemiyeti Yayını.
Yazar: Osman ÇELEBİ ab136334@gmail.com
Yazar: Osman ÇELEBİ ab136334@gmail.com